• Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış

    Kahkaha garantili, ödüllü komedi "Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış", 3. sezonunu kapalı gişe olarak sürdürüyor.Borusan Oto Dolmabahçe Sahne’de[...]

  • CAHİDE SONKU MÜZİKALI

    Topluluğun yeni eseri "Cahide Sonku Müzikali" SEZON BOYUNCA topluluğun evi olan Borusan Oto Dolmabahçe'de sergileniyor. Gökhan Erarslan'ın yazdığı müzikalin reji ve dramaturjisi Kemal Başar'a ait. Müzik Orhan Enes Kuzu, ışık tasarımı ve çevre düzeni Yüksel Aymaz, kostüm tasarımı Canan Göknil. Cahide Sonku'ya sahnede Nilüfer Açıkalın hayat veriyor. Eserde Erhan Yazıcıoğlu, Hakkı Ergök ve Neslihan Yeldan da sesleriyle yer alıyor. [...]

  • ÖYKÜLERDEN OYUNLAR

    Emrah Serbes'in sarsıcı hikayelerinden "Öykülerden Oyunlar"ın sinema teknolojisinin olanaklarından da faydalarak yapılan rejisi ise Tayfun Dinçer'e ait. Savaş Başar'ın anısına sahneye konan eserin ışık tasarımını Yüksel Aymaz, müziği Orhan Enes Kuzu yaptı. Post production'ını VSG'nin üstlendiği eserde Hakkı Ergök ve Kemal Başar rol alıyor. 29 Aralık’da Borusan Oto Dolmabahçe Sahne’de [...]

10 Nisan 2016 Pazar

Orhan Kılıç Hakkında


Orhan Kılıç, 19 Ekim 1974 tarihinde Almanya'da doğdu. Almanya vatandaşıdır.

Berlin Yüksek Sanatlar Akademisi oyunculuk bölümünden 2000 yılında mezun oldu.

Türkiye'ye gelmeden önce Almanya'da Stendal Şehir Tiyatrosu'nda iki yıl oyunculuk yaptı ve çeşitli tv dizilerinde rol aldı. Almanya’da oynadığı tiyatro oyunlarıyla en iyi erkek tiyatro oyuncusu ödülüne layık görüldü.

Türk ve Alman yapımı birçok projede yer alan Orhan Kılıç, 2006-2007 yılları arasında Kanal D'de yayınlanan Sağır Oda dizisinde Aras Dağlı karakteriyle başrol üstlenmiş ve geniş bir kitle tarafından tanınmıştır.




Çalışmaları

Kara Kutu (TV Dizisi) - Barış Erdem ve Mehmet Duman karakterini canlandırmıştır.
Evdeki Yabancı (TV Dizisi) - 2000
Freunde (Sinema) - 2000 - Orhan karakterini canlandırmıştır.
Kalp Gözü (TVDizisi) - 2004 - Oynadığı bölümlerde Kemal karakterini canlandırmıştır.
Mezar Arasında (TV Filmi) - 2004 - Kazım karakterini canlandırmıştır.
Gül'ün Çilesi (TV Filmi) - 2005
Güz Yangını (TV Dizisi) - 2005 - Sefa karakterini canlandırmıştır.
29-30 (TV Dizisi) - 2006 - Tayga karakterini canlandırmıştır.
Sağır Oda (TV Dizisi) - 2006-2007 - Aras Dağlı karakterini canlandırmıştır.
İlk Aşk (Sinema) - 2006
Elveda Rumeli (TV Dizisi) - 1.Sezon(2007) ve 2.Sezon(2008)'da Arnavut Mehmet karakterini canlandırmıştır.
Dalgakıran (TVDizisi) - 2008
Derdest (TV Dizisi) - 2008 - Mehmet Kandemir karakterini canlandırmıştır.
Aşk Bir Hayal (TV Dizisi) - 1.Sezon(2009) ve 2.Sezon(2010)'da Miran Ağa karakterini canlandırmıştır.
Korkma (TV Filmi) - 2011 - Mehmet Akif Ersoy'u canlandırmıştır.
Zehirli Sarmaşık (TV Dizisi) - 2011 - Engin karakterini canlandırmıştır.
Atatürk'ün Fedaisi Topal Osman (Sinema) - 2012 - Hüseyin Avni Alpaslan'ı canlandırmıştır.
Bir Zamanlar Osmanlı (TV Dizisi) - 2.Sezon(2012)
Böyle Bitmesin (TV Dizisi) - 1.Sezon(2012)'da Mehmet Ali karakterini canlandırmıştır.
Korkma (TV Dizisi) - 2012 - Mehmet Akif Ersoy'u canlandırmıştır.
Taş Mektep (Sinema) - 2012 - Yüzbaşı Tevfik karakterini canlandırmıştır.
Osmanlı'da Derin Devlet (TV Dizisi) - 2013 - Pehlivan Halil Ağa'yı canlandırmıştır.
Diğer Yarım (TV Dizisi) - 2014 - Ecevit karakterini canlandırmıştır.
Tanıklar (TV Dizisi) - 2014 - Gaffar Okan'ı canlandırmıştır.
Kara Kutu (TV Dizisi) - 2015 - Mehmet'i canlandırmıştır.









Kemal Başar Hakkında


1963 yılında Ankara’da doğdu. TED Ankara Koleji’ni ve MSÜ Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü bitirip Devlet Tiyatrosu ailesine katıldı. Yönetmen, oyuncu, eğitmen ve çevirmen...


Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Yurtdışı İlişkiler Birimi’nin kuruculuğu, yöneticiliği, ayrıca Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü ve Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Kadrolu sanatçısı olduğu Bursa ve Ankara Devlet Tiyatroları’nda birçok eserde önemli roller oynadı.
Yurtdışında yönettiği Shakespeare eserleri ve müzikallerle tanındı. Avrupa’da halen pek çok eseri sergilenmektedir.

Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Kurtlar Vadisi Pusu, Kod Adı gibi dizilerde, SignoraEnrica, 72. Koğuş, Göl Zamanı sinema filmlerinde oynadı.
Romanya, Polonya, Ukrayna, Finlandiya, Yunanistan, Rusya, Bulgaristan, İsviçre, İngiltere ve Moldova’daki kimi uluslararası festivallere, toplantılara eserleriyle ya da seçici, danışman, workshop yöneticisi, panelist ve konuk olarak defalarca katıldı. Eserleri yurtiçi ve yurtdışında birçok ödüle layık görüldü.

2013’te Emma Gösteri Hizmetleri Ltd.’nin kurucularından biri olarak iş hayatına atıldı, şirketin ve onun bir markası olan Tiyatro Keyfi’nin sanat yönetmenliğini üstlendi.
Sanatçı iyi derecede İngilizce biliyor. Evli ve bir erkek çocuk sahibi...

Yönettiği kimi eserler:
Hamlet / William Shakespeare / TeatrulTonyBulandra, Romanya
Shakespeare’in Bütün Eserleri – Hafif Kısaltılmış /  JessWinfield / Tiyatro Keyfi, İstanbul
Rain Man / Dan Gordon / Tiyatro Keyfi, İstanbul
Hamlet / William Shakespeare / Cef Tiyatro, İstanbul
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü / DarioFo / Teatrul de Arta Deva, Romanya
Hürrem / Can Atilla – Kemâl Başar / TeatrModjeska, Polonya
Romeo ve Juliet / William Shakespeare / İBBŞT
Romeo ve Juliet / William Shakespeare / TeatrulTonyBulandra, Romanya
Romeo ve Juliet / William Shakespeare / Van Devlet Tiyatrosu
İstanbul Efendisi / Müsahipzade Celal / Sivas Devlet Tiyatrosu
Çığ / Tuncer Cücenoğlu / İBBŞT
Külhanbeyi Müzikali / Ülkü Ayvaz / BBŞT
72. Koğuş / Sadri Alışık Tiyatrosu, İstanbul
Karaların Memetleri / Cahit Atay / Sivas Devlet Tiyatrosu
Gözlerin Ardındaki Çocuk / NavaSemel / Ankara Devlet Tiyatrosu
Gözlerin Ardındaki Çocuk / NavaSemel / Teatrul G.A. Petculescu, Romanya 
Kızılırmak / Tuncer Cücenoğlu / Adana Devlet Tiyatrosu
Hayatı Yaşamak / William Saroyan / Ankara Devlet Tiyatrosu
Bahçemdeki Ayı / Refik Erduran / Ankara Devlet Tiyatrosu
Kaktüs Çiçeği / Barillet ve Gredy / Konya Devlet Tiyatrosu
Nalınlar / Necati Cumalı / Konya Devlet Tiyatrosu
Üç Boylu Kadın / Edward Albee / Ankara Devlet Tiyatrosu

Çevirileri:
Mesih / Martin Sherman
Requiem / HanochLevin
Yapraklar / AndreasFlourakis
Hiç / EvdokimosTsolakidis
Eğri Büğrü / ZadokZemach

Sanat Yönetmeni / Oyuncu
Kemal Başar

Tiyatro Keyfi'nden TED BUNDY, dünyada ilk kez... Prömiyer 12 Nisan 2016...


TED BUNDY

"İçlerindeki son nefesi hissedebiliyorsun. Gözlerinin içine bakıyorsun. Bu konumdaki birisi tanrıdır."

Kibirli, karizmatik, zeki ve entelektüel, nekrofili, Amerika’nın ilk seri katili!

Ted Bundy, 1989'da elektrikli sandalyede idam edilmeden önce 78 kadına öldürdükten sonra tecavüz etmişti. Hepsi onu terk eden kız arkadaşına benziyordu. Gelmiş geçmiş en azılı seri katil ve nekrofil Ted Bundy'nin ölmeden önce celladıyla geçirdiği son 1 saat…


OYUN EKİBİ

Tiyatro Keyfi'nin gerçek bir hikayeden yola çıkan, oldukça gerilimli ve sürprizlerle dolu bu yeni eserini Nesimi Kaygusuz yönetti. Orhan Kılıç ve Kemal Başar oynuyor.



Yazan: Kosta Kortidis
Yöneten: Nesimi Kaygusuz

Ted Bundy: Orhan Kılıç
Richard Angelholmes: Kemal Başar
Gardiyan: Mert Tosun

Dekor ve Kostüm Tasarımı: Murat Gülmez
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz
Müzik: Eflatun
Yönetmen Yardımcısı: Kerem Muslugil
Koordinatör: Serap Zerener
Işık Kumanda: Serap Aksoy

Filmin Yönetmeni ve Görsel Efektler: Tayfun Dinçer
Post Production: Vsg Production - Vedat Vural

Oyuncular: Nur Şülay, Asena Ersöz, Başak Nursaloğlu


Eser, Tiyatro Keyfi’nin ilkeleri çerçevesinde minimalist, geleneksel tiyatromuzdan yola çıkan, ancak çağdaş bir sahnelemeyle, ülkede az rastlanan bir stille ele alınıyor.

TedBundy’nin Hikayesi

"İnsanların neden birbirleriyle arkadaş olmak istediğini bilmiyorum, bir insanı diğeri için çekici kılan şey nedir bilmiyorum, sosyal etkileşimi ne sağlar bilmiyorum.

Theodore Robert Bundy (Ted Bundy), 24 Kasım 1946 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Vermont Eyaleti’nin Burlington şehrinde doğmuştur. Bundy’nin babası, onu ve annesini terk etmiş, ilerleyen yıllarda annesi de ortadan kaybolmuştur. İlkokul ve Lise yıllarında içine kapanık biriydi. İnsanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyor, buna rağmen derslerdeki başarısı göz önüne alındığında, sınıfının hatta okulunun hep en iyileri arasında yer alıyordu. Bundy, Liseyi dereceyle bitirdikten sonra Utah Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi ve avukat oldu. Daha sonra siyasetle ilgilendi. Cumhuriyetçiler kanadında yer aldı. Herkes onun çok iyi bir siyaset adamı olacağına inanıyordu; ancak Bundy’nin hayatı çok farklı ilerledi.

Bundy 1974’den 1978’e dek Utah’tan Colorado’ya, Washington’dan Florida’ya yediden fazla eyalette cinayet işledi. Üniversite döneminde 120’den fazla kadını öldürüp; tecavüz ederken, şiddette sınır tanımadı. Bu 120 cinayetin sadece 36’sının Bundy tarafından işlendiği ispat edilebildi.

Bundy için ülke çapında insan avına çıkıldı. Ama o her defasında kullandığı sahte kredi kartları ve faturalar sayesinde polisleri atlatmayı başardı. Daha sonra yakalanmasına rağmen, hücresinin tavanını delerek kaçtı. 1978’de yakalandı. Dava süreci başladığında Bundy, savunmasını bizzat kendisi yaptı. Jüri Bundy’nin idamına karar verdi.

Temyiz süreci yaklaşık 10 yıl sürdü. Bu sürede tüm bu yaşananlara rağmen bazıları için Bundy bir kahramandı. Hayranlarından binlerce mektup aldı birçoğu evlenme teklifi içeriyordu. Onlarca kadını ölümle kucaklaşmaya kandıran o parlak gülümseme, 24 Ocak 1989 tarihinde elektrikli sandalyede son buldu. Bundy ölüme giden yolda faili meçhul bazı cinayetlerin kendisi tarafından işlendiğini itiraf etti ve pişman olduğunu söyledi.



15 Şubat 2016 Pazartesi

Nilüfer Açıkalın ile "Cahide Sonku" Röportajı! Yanlızlığa özel ilgi duyuyorum.

Sevdiğin bazı insanlar vardır ki, ismi her geçtiğinde ılık bir duygunun yüreğinde dolaştığını hissedersin.


Öyle bir şeydir ki bu, uzak olduğu kadar, yakın; yakın olduğu kadar ulaşılmazdır belki ama onu, gördüğün her mecrada onunla hayali bir ünsiyet kurar, gerçek bir dostluk kurmuşçasına mutlu olursun. Özelliğiyle, güzelliğiyle, yaptığı işiyle hayranlık uyandıran Nilüfer Açıkalın da milyonlarca insan için böyledir.

Ainesi, işi olan bu değerli “insan”a, olağanüstü bir performans gösterdiği “Cahide Sonku Müzikali” vesilesiyle soru sorma fırsatım olduğu için de kendimi bahtlı hissediyorum. Bu trajik hayat hikâyesine ruhunun en kırılgan taraflarını katarak “gerçek” bir Cahide Sonku hissi uyandıran Açıkalın’ın harika cevaplarını birlikte okuyalım.


Röportaj: Abdulkadir Büyükbingöl

Dizi, Sinema, Tiyatro, hatta Edebiyat ve müzik dallarında sürekli başaralı ürünler veriyorsunuz. Bunun bir formülü olmalı. Anlatabilir misiniz?

Bütün hayatımı bir görev üstlenmişçesine yaşıyorum ve bu göreve gönüllüyüm. Daha çok görsel hafızayla hareket ediyorum. Esin kaynağım tüm izlenceler, besin kaynağım ise okumak. Seyahat etmeyi seviyorum, yalnızlığa özel bir ilgi duyuyorum.

Kariyerinizde geldiğiniz bu noktadan geriye baktığınızda bütün bu alanlarda üretim yapmanızın, “profesyonel yürüyüş”ünüze olumlu ve olumsuz etkileri nasıl oldu?


Görünür olmak ve görünmez olmak arasında bıçak sırtı bir yerde durmak, hem eğlenceli hem de öğretici. Yazmak içe dönük bir eylem, oynamaksa dışa dönük. Sinema perdesinde, tiyatroda ya da televizyonda insanlarla birebir iletişim kuruyor, göze göz bir paylaşımın ardından şekil olarak hafızasında yer ediniyorsunuz. Yazmaksa, daha kalp kalbe bir ilişkidir. Orada bambaşka bir dünya kuruyor okuyucu ve o dünyanın kurucusuyla daha derin bağları oluyor. Ben okurla kurulan ilişkinin daha sahici olduğunu düşünüyorum.

Yazarlığımdan önce oyunculuğumla görünür oldum. Çünkü ilk filmimi yaptığımda henüz yirmili yaşlarıma bile girmemiştim ilk kitabım Bıçak Sırtı 1999'da yayınlandı.

Oyuncu kimliğimin edebiyatçı kimliğimi gölgelediği doğrudur ama o gölge beni rahatlatıyor da.

Oyunculuğum ve yazarlığım birbiriyle beslenip gelişiyor, oyuncu olmasaydım belki böyle iyi yazamazdım ya da yazar olmasaydım iyi oynayamazdım bu kesin.

Sizin kendinize dair, hususi bir tanımlamanız var mı? Çünkü Edebiyatı da, düşün ve kalem performansı olarak tarif edersek, dışarıdan bakıldığında, size topyekûn bir performans sanatçısı dersek yanlış olmaz, değil mi?

Sanırım doğru.


Peki, bir performans olarak, Cahide Sonku Müzikali’nin sizin kariyerinizdeki yerini tarif eder misiniz?

Cahide Sonku çocukluğumdan bu yana hafızamın ıssız bir yerinde özenle saklayıp koruduğum bir karakterdi. Bana bu rolü oynamam için teklif geldiğinde hiç şaşırmadım sadece heyecanlandım. Çok eski bir dostu ruhuma çok yakın bir yareni yeniden bulmuştum sanki.

Bu rol teklifi size nasıl geldi?

Tiyatro Keyfi'nin kurucusu yönetmenim Kemal Başar, Gökhan Dabak'la beraber yazıp bestelediğimiz son derece özgün şarkılarımızı söylediğim bir akşam beni izledikten sonra Cahide Sonku Müzikali'ni benim için yazdırmaya karar vermiş. Gökhan Eraslan’ın yazdığı son derece güzel metni okuduktan sonra role çarpıldım ve hemen çalışmaya başladık. Yaklaşık iki aya yakın masa başı ve dramaturji çalışması yaptık. Bu sırada olağanüstü yaratıcı ve yetenekli müzisyen Orhan Enes Kuzu şarkılarımızı hazırlıyordu. Bir yandan tekst üzerinde çalışırken bir yandan şarkılara çalışıyordum. Yüksel Aymaz'ın ışık rejisi ve Canan Göknil'in kostüm tasarımının da işin içine girmesi mükemmel ve tamamlayıcı oldu. Çok zevkli bir süreçti ve çok etkileyici bir oyun çıktı ortaya. Bazen tüm taşlar yerli yerine oturur, zorlama hiçbir şey yoktur ve kendinizi çok güvende hissedersiniz. Kemal Başar'ın sezgilerini, zamanlamasını, koordine kabiliyetini bu açıdan çok takdir ediyorum. Çok mutluyum.

Çok ciddi bir tavırla sahneye çıkıyor, sonra, gözyaşları içinde o ağır dramı anlatıyorsunuz. Sahneye çıkışınızda, performansı sergilerken ve indikten sonraki ruh halinizi paylaşabilir misiniz?

Çok sağlam ve sağlıklı bir hazırlık süreci geçirdim. Yönetmenim Kemal Başar'la üç ay kadar süren prova ve dramaturji çalışmaları yaptık ve rolü tümüyle içselleştirdim. Zorlu olan prova aşamasıydı sahne almaya başladıktan sonra her gecenin kendine özgü heyecanıyla haşır neşir olup yaratana sığınarak sahneye çıkıyorum her seferinde rüya gibi bir zaman geçirip iniyorum ve uçarcasına yoluma devam ediyorum.

Bu ağır dramdan kendi payınıza çıkardığınız bir sonuç var mı?


Herkes kendi payına düşenden nasipleniyor sanırım. Ben de hiçbir zaman alkolü sevmemiş biri olarak rolüme hazırlanma aşamasında birkaç kez sağlam sarhoş olmanın tecrübesini yaşadım. Gerçekten ilginçti ama hiç bana göre değil doğrusu.

Cahide Sonku, son derece güçlü bir kadın ve çok güzel. Güzelliği ile bir yere varmış değil yeteneği zekâsı ve karizmasıyla kendi yolunu çizip zirveye çıkmış bu arada 30'lu 40'lı yıllarda kadınlar adına önemli adımlar atmış biri. Saygı duyduğum bir karakter.

Bir seyirlik olarak seyircinin önüne getirdiğiniz bu hayat hikâyesine seyircinin hangi tepkisi veya çıkarımı sizi üzer?

Şu ana kadar seyircinin sadece hayranlık tepkisiyle karşılaştım. Cahide Sonku'yu bilenler hayatının derinliği ile ilgili fikir edinmiş olmaktan mutlu oluyorlar ve gözlerinde yüceliyor bu kadın. Onu bilmeyen genç kuşağın ise böyle birinin varlığını öğrenip hayatının yolunu keşfetmesi tamamen yepyeni ve ilginç durum.

Genel provamızı seyreden Cahide Sonku'nun ablasının oğlu Turhan Bey, - şimdi seksen yaşında bir beyefendi - prova sonunda sahneye çıktı ve ağlayarak boynuma sarıldı. - Ablamı çok özlemişim, diyordu, gözyaşları arasında. Bu unutulmaz bir andı benim ve tiyatromuz için.

Cahide Sonku’nun “müthiş bir başarıdan hazin bir son”a gidiş serüvenine “kader” demek, bu hikayeyi hafife almak olur mu?

'Kader' sözcüğü söylenecek tüm sözlerin söylendiği ve artık geri dönüp bir şeyleri düzeltmenin ya da yeniden yapılandırmanın mümkün olmadığı durumlarda, derin bir iç çekiş eşliğinde söylendiğinde sadece nokta koymak için söylenmiş oluyor, yani bana öyle geliyor. Bunu hafife almaktan çok; yerleşik, kısa ve net bir tarif olarak algılamak gerek.

Oyundaki anlatıma bakıldığında, Cahide Sonku’nun “acıklı son”una, bir anlamda kendi sebep olduğu söylenebilir mi?
Hiçbir şeyden pişman değilim' diyor, Cahide. Bunu da içtenlikle söylediğine kesinlikle inanıyorum. 'Yeşilçam'ın vefasızlığından bıkmış ve meyhanede sıradan insanlar arasında teselli bulabilmiş. Bu çok anlaşılır bir durum. Bu tercihi, zayıflıktan ziyade güç olarak nitelendiriyorum.

Siz alkollü içecekleri sevmediğinizi söylüyorsunuz, fakat baktığımızda sanat camiasında çoğunluk neredeyse müptela derecesinde içki ve sigaraya bağımlı. Bu bağımlılık nereden kaynaklanıyor olabilir?

Bu sorunun yanıtını sözünü ettiğiniz arkadaşlardan alırsanız daha aydınlatıcı olur. Şimdi burada onlar adına ahkâm kesmek istemiyorum ama bazı öykülerimde bu konuya değindiğimi de söylemeliyim. Özellikle Doğan Kitap'tan çıkan Karanlıkta Çok Güzelim adlı romanımda baş kahraman Solmaz, eskaza film piyasasının içine giriyor ve bir sinema filminde çalışmaya başlıyor. Kendi tecrübelerimi de baz olarak yazdığım bu romanda camiadaki bazı arızalı durumları da anlattım.



Sahne hayatında başarıyı yakalamışken, uçuruma doğru hızla düşüşte insanoğlunun bir tatminsizliği söz konusuysa, bunun önüne geçişinde bir yolu olmalı. Bu anlamda uygulanan bir terapi yöntemi var mı?

Bu yolda, sadece irade ve kesin kararlılıkla bir yere varılabilir.

İyi bir oyuncunun, iyi bir oyuncuyu canlandırmasının risklerinden bahsedebilir misiniz?

Bir risk yok. En azından benim açımdan yok çünkü meseleye başka türlü yaklaştım. Daha derin daha psikolojik ve daha gerçekçi, severek anlayarak yorumladım.

“Cahide Sonku Müzikali” ile Anadolu turnesine de başladınız. Dramadik hikâyelerin membaı olan Anadolu insanı, sizi Cahide Sonku hüviyetinde görüyor. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?


Şu ana kadar on küsur turne yaptım ve tıka basa seyirciyle dolu salonlarda oyunun sonunda beni hep beraber ayakta alkışlayan seyircilerle karşılaştım. Bu, kelimelerle ifade edilmesi imkânsız, mutluluk verici bir durum.

Son olarak, Nilüfer Açıkalın hayranlarını, yakın zamanda başka nelerin beklediğini öğrenmek isteriz. TRT’deki 4 bölümlük dizi ile uzun süre ara verdiğiniz televizyon sektörüne yeni bir başlangıç yapmışa benziyorsunuz.

Yakın zamanda bir sinema filminde rol alacağım, bazı dizi senaryolarını inceliyorum ama en önemlisi öykülerim üzerinde ufak ufak çalışmaya başladım.

Beyoğlu'ndaki Mask adlı mekânda ayda bir kez konserim var özgün ve özel şarkılardan oluşan enteresan bir sahne performansı. Bu çalışma da beni çok heyecanlandırıyor.

Cahide Sonku ile de yolculuğum devam ediyor, Tiyatro Keyfi çatısı altında oyunumuzu ülkemin her yerine taşımak büyük mutluluk.

Kaynak : Cafesanat.com

14 Şubat 2016 Pazar

Kamuoyuna duyurulur.!



Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyunculuk Ödülleri Jürisi değerlendirme süresi boyunca, yani Ekim 2015 - Şubat 2016 tarihleri arasında, İstanbul'da düzenli olarak sergilenmesine ve programının iki ay öncesinden belli olmasına karşın ilk Türk kadın sinema yönetmeni ve ilk star Cahide Sonku'nun olağanüstü yaşamının konu edildiği eserimiz CAHİDE SONKU MÜZİKALİ'ni yalnızca 2 üyesiyle izledi. Yani ülkenin önde gelen yazarlarından birinin yazdığı, deneyimli bir yönetmenin ve usta tasarımcıların yarattığı eserimizi merak etmedi. Cahide Sonku'nun hangi yönüyle, ne şekilde sahnelendiğini merak etmedi. Uzun yıllardan sonra sahneye çıkmış olan bir usta oyuncuyu da merak etmedi.

Bu şekilde tasnif dışı kalacağımıza ya da hak etmediğimiz bir ödül adaylığına hak kazanacağımıza bugüne dek çok önem ve değer verdiğimiz, ülke tiyatrosuna senelerdir önemli katkılarda bulunmuş olan Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyunculuk Ödülleri'nden çekiliyoruz.

Kamuoyuna duyurulur.

--
Kemal Başar
Sanat Yönetmeni

www.tiyatrokeyfi.com

8 Ocak 2016 Cuma

Kemal Başar’ın Gözünden “Tiyatro Keyfi” - Biletix Röportaj

 KEMAL BAŞAR, RÖPORTAJ, SANAT, TİYATRO
Tiyatro Keyfi
Tiyatro Keyfi’nde son zamanlarda oldukça başarılı, keyifli, insanın içini açan oyunlar sergileniyor. Bugüne kadar Türkiye ve Avrupa’da yerli ve yabancı birçok oyunu sahneye koyan Kemal Başar, 20 yıldır farklı tiyatrolarda oyunlar yönetti. Başar ayrıca festivallere seçici kurul üyeliği yapıyor ve danışmanlık hizmeti veriyor. Başarılı sanatçının kendi tiyatrosunu kurmasındaki amaç; özgün, kendi deneyimlerinden yola çıkarak evrensel niteliğe sahip oyunlar sahnelemek…



TED Ankara Koleji ve MSÜ Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu Kemal Başar; yönetmen, oyuncu, eğitmen ve çevirmen kimliği ile tanınıyor. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Yurt Dışı İlişkiler Birimin kuruculuğu, yöneticiliğinin yanı sıra ayrıca Ankara Devlet Tiyatrosu’nda müdür ve müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu. Kadrolu sanatçısı olduğu Bursa ve Ankara Devlet Tiyatroları’nda birçok eserde önemli roller oynadı.



Yurt dışında da önemli işler yapan Kemal Başar; Rusya, Romanya, Polonya, Ukrayna, Finlandiya, Yunanistan, Bulgaristan, İsviçre, İngiltere ve Moldova’daki kimi uluslararası festivallere, toplantılara eserleriyle ya da seçici, workshop yöneticisi, panelist ve konuk olarak defalarca katıldı. Eserleri yurt içi ve yurt dışında birçok ödüle layık görüldü. 2013’te Emma Gösteri Hizmetleri Ltd.’nin kurucularından biri olarak iş hayatına atıldı, şirketin ve onun bir markası olan Tiyatro Keyfi’nin sanat yönetmenliğini üstlendi.



Tiyatro Keyfi oyunlarını sadece İstanbul’da sergilemiyor. Başar, ocak ayıdan itibaren tüm eserleri ile Anadolu’yu karış karış gezeceğinin altını çizdi.



Biz de Cahide Sonku Müzikali ve Shakespeare’in Bütün Eserleri – Hafif Kısaltılmış oyunu ile tiyatroseverlerin ilgisi çeken işlere imza atan başarılı sanat adamıyla sizler için güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.




Cahide sonku Müzikali

Tiyatro Keyfi olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

“Tiyatro Keyfi Atölyeleri’nde benim önderliğimde, mesleğinde ustalaşmış isimlerle çağdaş oyunculuk dersleri veriyoruz. Teke tek atölyeler bunlar. Öğrencinin belki yarın meslektaşımız olabileceğini bilerek şefkat ve sabırla, yumuşaklıkla yol gösterip kendini var etmesini bekleyerek çalışıyoruz. Hedefimiz öncelikle kendi oyuncularımızı yetiştirmek…”


Oyunlarınız son dönemde oldukça rağbet görüyor, bunu neye bağlıyorsunuz?


“Uzun yıllardır ülkemde ve Avrupa’da yönetmen olarak çalışıyorum. Tiyatro Keyfi’ni 2013’te yönetmenlik ve oyunculukla geçen uzun yıllardan sonra belli bir planlama ve hedefle kurdum. Örneğin; Tiyatro Keyfi’nde Avrupa’da da revaçta olan minimalizm esastır. Repertuvarımız bir yıl öncesinden bellidir. Kaçınılmaz bir durum yoksa oyun iptali olmaz, temsiller saatinde başlar. Oyuncularımız her zaman en konforlu şartlarda icra eder işlerini, çalışanlarımızın ödemelerinde aksama olmaz. Tiyatro bedava ya da ucuz bir iş olmadığından; oyunlarımız çalışanlarımızın yakınları ve davetlilerimiz dışında herkese ücretlidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndaki hep kapalı gişe Romeo & Juliet’in (4 sezon), Bakırköy Belediye Tiyatroları’ndaki Külhanbeyi Müzikali’nin (5 sezon), Sadri Alışık Tiyatrosu’ndaki 72. Koğuş’un (2 sezon, çeşitli Avrupa turneleri) yönetmeniyim. 20 yılda 70 civarında oyun yönettim. Drakula’nın kalesindeki Hamlet’in, Romanya’daki rock müzikal tarzındaki Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü’nün, en ünlü oyuncularla Romeo & Juliet’in, Polonya’daki Kochaja Hurrem’in de yönetmeniyim. Yani bu ilgi uzun zamandır sürüyor. Başarılı mıyım, bilmiyorum. Başarı göreceli. Tabi ki tiyatroyu tek başına yapmıyorum, tasarımcı ve oyuncu arkadaşlarımın büyük katkısı var bu işlerde. İki yıl kadar önce aldığım kararla ülkemde sadece Tiyatro Keyfi’ni yönetiyorum, zaman bulursam da senede bir Avrupa’da çalışıyorum. Kararlı, tutkulu ve yalnızca kendiyle yarı
şan bir insanım, meslekte uzun yıllar tutunabilmek için hep öğrenci kalmaya gayret ediyorum.”

Kemal Başar
Gelecek projeleriniz nelerdir?

“Sadece bu sezon bir müzikal projem, haberim olmadan yazarı tarafından başka bir tiyatroya verildi ve bu proje şu an sahnelerde. Üzülerek henüz sözleşmelerini tamamlamadan Tiyatro Keyfi’nin sonraki projelerini açıkça söylemeyeceğim. 3 ay içinde bir dramatik, bir müzikal eserimiz daha oluyor. Önümüzdeki sezonun sonunda ise Mannheim Ulusal Tiyatrosu ile bir Romeo & Juliet daha yapmak için anlaştım. Zamanı uydurabilirsek Danimarka’daki önemli bir tiyatroda Kanlı Düğün yapıyoruz, onun da en az 1 senesi var. Görüşüyoruz.”

Sizce geçmişte ve günümüzde, tiyatro yapmak arasında fark var mı?

“Ne kadar geçmiş? 2000 yıl önce çok kolaydı; televizyon yoktu, sinema yoktu. Aristofanes’in, Sofokles’in oyuncusu olsaydım iyi olurdu. Bayağı ün ve para kazanırdık. 1600 ve 1700’lü yıllarda İngiltere ya da Fransa’da Shakespeare ya da Moliere’in tiyatrosunda oyuncu olmayı da isterdim. 20. yüzyıl başında Moskova Sanat Tiyatrosu’nda Stanislavski ile Çehov’dan neler öğrenirdim kim bilir. Bu fanteziler bir yana, tiyatro her zaman acılı bir iştir. Canınız çıkar, ruhunuzu verirsiniz ama yaptığınız eser bir iki yılda biter ve elinizde üç beş fotoğraf kalır. Hep yenisi, hep daha iyisi için çalışmak gerekir. Bu arada gerçeğe ayna tuttuğundan yönetenlerle başınız hep belaya girer. Bu açıdan fark olduğunu hiç sanmıyorum.”

Günümüzde tiyatroya olan ilginin azalmasını neye bağlıyorsunuz?


“İyi iş her zaman karşılığını bulur. Herkesin bildiği pek çok neden var tiyatroya ilginin azalmasına mazeret olarak söyleyebileceğimiz; ancak öncelikle tiyatrocunun kendini dünyayla yarışır hale getirebilmesi lazım.”


Günümüzde takdir ettiğiniz tiyatro çalışmaları var mı?


“Oldukça fazla. Özellikle atak gençlerin müthiş işler yaptığını görüyorum. Örneğin Gökhan Erarslan’ın yazıp yönettiği Market son zamanlarda gördüğüm en çarpıcı iş… Serdar Biliş’in Savaş’ı da öyle… Ayşenil Şamlıoğlu’nun, Nurullah Tuncer’in, Engin Alkan’ın oyunlarını bekler ve merak ederim.”

Cahide Sonku Müzikali

Genç tiyatroculara neler önerirsiniz?

“Estağfurullah, henüz ben de öğrenimimi bitirmedim. Hep öğrenci kalmalarını, yalnız kendileriyle yarışmalarını, sosyoloji, felsefe ve estetikle de beslenmelerini, dünya ve ülkedeki sosyal olaylara uzak kalmamalarını ve halktan kopmamalarını öneririm.”


Biletix üzerinden hangi etkinliklere bilet alıyorsunuz?

“Ben, doğal olarak, daha çok konser biletlerimi Biletix’ten alıyorum. Tiyatro oyunlarına yönetmenler, oyuncular, tasarımcılar davet ediyorlar, istesem de para ödeyemiyorum :)”

3 Ocak 2016 Pazar

Sonku’nun hayatı müzikal oldu - Hürriyet


Sonku’nun hayatı müzikal oldu
Cahide Sonku - Müzikali 
Türkiye’nin ilk kadın sinema yönetmeni, tiyatro ve sinema oyuncusu Cahide Sonku’nun dramatik yaşam öyküsü, Tiyatro Keyfi tarafından müzikal olarak sahneye taşınıyor.
Cahide Sonku Müzikali, 10 Ocak’ta Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. Eserde Cahide Sonku rolünü usta oyuncu Nilüfer Açıkalın oynuyor. Gökhan Erarslan’ın yazdığı oyunu Kemal Başar yönetiyor. Oyunun müzikleri ise Orhan Enes Kuzu imzası taşıyor.

Kaynak: Hürriyet
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...